International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://jshsr.org/index.php/pub <p>International Journal of Social &amp; Humanities Sciences Research (JSHSR) Dergisi, 2014 yılında yayın hayatına başlamış uluslararası, hakemli e-dergidir; akademik yazı ve düşünce ile meşgul olan herkesin söz söyleyebileceği bir sosyal bilim platformudur. Sosyal bilimlerin tüm yönleriyle ilgili özgün araştırmaları kapsamaktadır. Sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında özgün araştırma sonuçları, bilimsel incelemeler ve kısa iletişim notları yayınlanmak üzere değerlendirilir. Pratik ve teori dengesi uygun olan el yazmaları tercih edilir. Bir derleme makalesinin, kapsamlı bir kaynak listesiyle desteklenen, belirli bir bilimsel konu hakkında derinlemesine bilgi ve tatmin edici bir değerlendirme vermesi beklenir. Daha önce başka bir dergide yayımlanmış yazılar kabul edilmez. Derginin yayın dili Türkçe veya İngilizcedir.</p> tr-TR editor@jshsr.org (Editor) editor@jshsr.org (Whatsapp İletişim Numarası) Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 OJS 3.3.0.14 http://blogs.law.harvard.edu/tech/rss 60 İsmet Özel Seksen Yaşında – İsmet Özel’in Düşünce Dünyası Üzerine Bazı Mülahazalar https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2817 <p>Milâdî-Hıristiyanî takvim hesabıyla 1944 senesinde doğan Türk-şair-ve-düşünür İsmet Özel, 2024 senesi itibarıyla sekseninci yaşına erişmiştir. (Hicrî-İslâmî takvime göre 1363 yılında doğduğu için seksenini geçmiştir.) Bu yazı, sekseninci yaş dönümü vesilesiyle Özel’in düşünürlük vasfına ve belli başı fikrî mütalaalarına yoğunlaşmaktadır. Özel’in, düşünce hayatında İslâm, Türkiye, İslâmî zeminde Türklük ve Türk milliyetçiliği ile kapitalizm (Modern-Kapitalist-Dünya-Sistemi)—Türklük çatışması başat perspektiflerdir. Özel, ayrıca referansları bakımından salt İslâmî kaynaklarla sınırlı kalmamaktadır. Örneğin hususi önem atfettiği Heidegger (1889–1976) gibi Batılı düşünür ve sanatçılardan da istifade etmektedir. </p> <p>Bu makalenin amacı: Sekseninci yaş dönümü vesilesiyle İsmet Özel’in düşünce dünyası üzerine bazı mülahazalarda bulunmakla kayıtlıdır. Makale için; H. Arendt’in; Heidegger’in sekseninci yaş günü nedeniyle yaptığı konuşma ile Özel’in; Sadun Aren’in sekseninci yaş günü nedeniyle kaleme aldığı yazının ilham kaynağı olduğu sarahaten ifade edilmelidir. Makalede yöntem olarak belgesel araştırma yöntemi takip edilmiştir. Teknik olarak nicelik-temelli değil nitelik-temelli ilerlenmiştir. Sonuçta, İsmet Özel’in düşünürlük vasfını ve mevkiini belirgin kılıcı bulguların ortaya çıkacağı düşünülmüştür. </p> İdiris Demirel Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2817 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Gürcü Kralı IV. Davit’in Kilise Reformu: Ruisi-Urbnisi Toplantısı (1104) https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2814 <p>XII. yüzyılda gerçekleşen Ruis-Urbnisi Kilise Toplantısı, Gürcistan tarihindeki önemli bir sosyopolitik ve dinî-hukuki olayı olup. Kurucu IV. Davit’in reformist politikasının önemli bir ürünüdür. Toplantı, o dönemde Merkezî Gürcistan devletinin oluşumunun temelini atan yasal prensiplerin kamusal yaşamda uygulanmasının başlangıcını simgeler.</p> <p>Ruis-Urbnisi Kilise Toplantısı’yla ilgili tek belge, toplantının gerekçelerini ve hedeflerini ana hatlarıyla belirten ve günümüze ulaşan Ruis-Urbnisi Kilise Toplantısı kanunu olarak bilinmektedir. Toplantının belgesi, kiliseye egemen olan otokratik bir devletin oluşumunu şekillendiren reformların ideolojik temellerini özetlemektedir.</p> <p>Bu çalışma, Ruis-Urbnisi Kilise Toplantısı öncesinde Gürcistan Kilisesi'nin durumunu, toplantının toplanma gerekçelerini ve sonuçlarını, toplantıda alınan kararların uygulanmasını ve bu kararların Gürcistan toplumuna etkilerini araştırmayı amaçlamaktadır.</p> Abdurrahman Seçkin Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2814 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Milli Değerler ve Kültürel Öğeler Bağlamında Çizgi Dizilerin İncelenmesi: Akıncı https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2848 <p>Bu çalışmanın amacı Akıncı çizgi dizisini millî değerler ve kültürel öğeler açısından değerlendirmektir. Bu amaca yönelik olarak çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden durum araştırmasına göre hazırlanmıştır. Araştırmamın örneklemini amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilen ATV ve MinikaGO kanallarında yayınlanan Akıncı çizgi dizisi oluşturmaktadır. Akıncı, haftalık olarak yayınlanan bir çizgi dizidir. Bu çalışma kapsamında araştırmanın verilerini toplamak amacıyla çizgi dizinin 2 sezonunu kapsayan 26 bölümü incelenmiştir. Verileri toplanırken öncelikle değerler açısından kategoriler oluşturulmuştur. Bu kategorileri oluştururken Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde yer alan değerler dikkate alınmıştır. Kültürel öğelerin incelenmesi amacıyla ise kültürel kodlar belirlenmiştir. Bu kapsamda çizgi dizinin içeriği aile, dil ve edebiyat, kıyafet ve aksesuar, inanç, milli hassasiyet ve yemek kültürü konusunda ele alınmıştır. Verilerin analiz edilmesinde içerik analizi yöntemini kullanılmıştır. Çalışmamın sonucunda Akıncı çizgi dizisinin kurgusunun Türk tarihine dayanması, başkahramanın adının Akıncı olması, çizgi dizide Türk aile yapısına uygun davranılması, Türk kültürünü yansıtan yemeklerin, kılık kıyafetin, dil unsurlarının olması ve milli hassasiyetler noktasında duyarlı olması açısından Türk kültürün çocuklara aktarılmasındaki önemine ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde yer alan değerlere ilişkin bulgular ortaya konulmuştur. Bu çalışma ile dil ve üslup açısından akıcı, söz varlığı açısından zengin olan Akıncı çizgi dizisinin, kültürel ögeler ve değerler bakımından Türk milletinin yaşayış şekline, hayata bakışına ve kültürüne uygun bir çizgi dizi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye’nin ilk Türk Animasyon çizgi dizisi olan Akıncı’nın, Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde yer alan değerlerin bireylere kazandırılmasında, Türk kültürünün aktarımında ve söz varlığının zenginleştirilmesinde rol oynayabileceği düşünülmektedir.</p> Türkan Yıldırım Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2848 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Önce Kendini Mutlu Et, Sonrası Sonra: Doğan Cüceloğlu’nun Eserlerinde Mutluluk Teması https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2841 <p>İnsanoğlu varoluşundan itibaren mutluluğu anlamaya, tanımlamaya ve elde etmeye çalışmıştır. Mutluluk, insan yaşamının temel amacı olup her birey bunu arayış içerisindedir. Bu konu, felsefe, psikoloji ve sosyal bilimlerde derinlemesine incelenmiş bir kavram olmuştur. Mutlu bir yaşamın nasıl olması gerektiğine dair birçok düşünür farklı görüşler ortaya koymuştur. Bu düşünürlerden biri de yakın zamanda kaybettiğimiz Doğan Cüceloğlu’dur.</p> <p>Bu çalışmanın amacı, Doğan Cüceloğlu’nun yazılarında, kitaplarında, konuşmalarında ve yayınlarında "iyi olma" ve "mutluluk" konularına dair öne çıkan temaları incelemektir. Araştırma, nitel bir yöntem olan durum çalışması çerçevesinde tasarlanmıştır. Veriler, Cüceloğlu’nun kitapları, yazıları, yayınları ve konuşmalarından elde edilmiştir ve bu çalışmada kullanılan veri kaynağını, Doğan Cüceloğlu’nun mutluluk ve iyi olma temalarına dair 173 sözü oluşturmuştur. Araştırma sonucunda, Doğan Cüceloğlu’nun mutluluk ve iyi olma konusundaki görüşlerinin "öze dönük" ve "dışa dönük" olmak üzere iki ana kategoriye ayrıldığı tespit edilmiştir. "Öze dönük" temalar arasında kendini tanıma, doğru eğitim ve yönlendirilme, gerçekçilik, özgüven, özsaygı, kişisel bütünlük, hayallerin peşinden gitme, özgür yaşam, çocukluk dönemini yaşama, sabır ve korku gibi unsurlar ön plana çıkmıştır. "Dışa dönük" temalar ise işbirliği, birliktelik, "biz" duygusu, etkili iletişim, sevgi, saygı, güven, demokratik ortam, insanları olduğu gibi kabul etme ve değerlere saygı gibi konuları içermektedir. Çalışma, öze dönük temaların daha fazla ön plana çıktığını göstermektedir. Cüceloğlu’na göre, bireyin kendini tanıması ve anlaması, mutluluğun ve iyi olmanın temel unsuru olup, kendini bilen ve kendisiyle barışık bir insan, çevresindeki insanları da mutlu etme kapasitesine sahiptir.</p> Şenay Akay Bahçe, Orhan Bahçe Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2841 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Ebru Sanatının Akademik Literatürdeki Evrimi Ve Eğilimleri: Bibliyometrik Bir Analiz https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2813 <p>Ebru sanatı, geleneksel Türk sanatları arasında önemli bir yere sahip olup, özellikle estetik ve kültürel değerleri ile dikkat çekmektedir. Günümüzde verilerden anlamlı bilgilerin çıkarılması ve bu bilgilerin etkili bir şekilde sunulması giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Özellikle büyük veri analizlerinde görselleştirme yöntemlerinin kullanımı, araştırmacılar tarafından öne çıkarılmakta ve farklı alanlarda yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Bibliyometrik analizler, akademik literatürdeki karmaşık ilişkileri anlamak için bu görselleştirme tekniklerinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Çalışma, 2000-2024 yılları arasında ebru sanatıyla ilgili yayımlanan akademik makaleleri inceleyerek, bu alandaki araştırma trendlerini, yazarları, yayıncıları ve ülkeleri belirlemeyi amaçlamaktadır. Bibliyometrik analiz yöntemi kullanılarak, Web of Science veri tabanlarında tarama yapılmış ve ebru sanatı ile ilgili makaleler, yazarlar, yayın türleri, ülkeler ve atıf analizleri üzerine detaylı bir inceleme gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçları, ebru sanatının hangi akademik disiplinlerde ele alındığını, hangi ülkelerde yoğun araştırmalar yapıldığını ve hangi yayıncıların bu alana katkıda bulunduğunu ortaya koymaktadır. VOSviewer programı kullanılarak elde edilen verilerle ‘‘ortak yazarlık’’ ve ‘‘birlikte bulunma’’ analizleri yapılmıştır. Gerçekleştirilen analiz sonuçlarında, ebru sanatı konusunda en yoğun çalışmaların 2020-2021 yıllarında (1,197 ve 1,265 makale) yayınlandığı, en fazla (667 çalışma) yayın olan kaynağın ‘‘Elsevier’’ dergisi olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, öne çıkan ülkeler, Çin, USA, Italy ve Türkiye’nin 175 çalışmayla 4. sırada bulunduğu görülmektedir. Yapılan bibliyometrik ağ analiz sonuçları, kentsel açık yeşil alan planlamasında katılımcılık konularında uluslararası literatürün nasıl geliştiğini değerlendirmek için kullanılarak gelecekte yapılacak çalışmalara ışık tutma amacını taşımaktadır.</p> <p>Analiz sonuçları, ebru sanatıyla ilgili en yoğun araştırmaların belirli yıllarda yapıldığını ve en fazla yayın yapan dergilerin öne çıktığını göstermektedir. Ayrıca, bu alandaki öne çıkan ülkeler belirlenmiş ve Türkiye’nin literatürdeki yeri değerlendirilmiştir. Bu bibliyometrik ağ analiz sonuçları, ebru sanatının akademik alandaki temsilini ve gelişim dinamiklerini gözler önüne sererken, gelecekteki araştırmalar için potansiyel alanları ve literatürdeki boşlukları da belirlemeyi hedeflemektedir. Elde edilen bulgular hem akademik camia hem de ebru sanatıyla ilgilenen araştırmacılar için önemli bir referans kaynağı olacaktır.</p> Muhammed Yaşar Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2813 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Sinema ve İç Mimarlık: Disiplinlerarası Etkileşimlerin Tarihsel Yolculuğu https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2807 <p style="text-align: justify; margin: 6.0pt 0cm 6.0pt 0cm;"><span style="font-size: 9.0pt;">Bu çalışma, sinema ve iç mimarlık disiplinleri arasındaki tarihsel ve estetik etkileşimleri incelemektedir. Mekân kavramı, insan algısının duyusal ve bilişsel süreçleriyle şekillenmekte, sinema sanatında ise görsel ve işitsel etkiler yoluyla izleyicinin mekân algısına katkıda bulunmaktadır. İç mimarlığın bağımsız bir meslek olarak ortaya çıkışı ve gelişimi ile sinema sanatının doğuşu arasında paralellikler bulunmakta, bu iki disiplin birbirini tamamlayıcı bir rol üstlenmektedir. Çalışma, iç mimarlık mesleğinin 19. yüzyılın sonlarında Art Nouveau ve Art Deco gibi sanatsal hareketlerin etkisiyle şekillendiğini vurgulamaktadır. Bu süreçte sinema filmleri, hem estetik hem de mekânsal tasarım anlayışlarıyla izleyicilerin mekân algısını dönüştürerek iç mimarlık disiplininin görünürlüğünü artırmıştır. Literatür taraması ve örnek filmler üzerinden yapılan analizlerle, sinema sanatındaki mekân tasarımlarının iç mimarlık üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Çalışma, farklı dönemlerdeki sinema filmlerinin mekân tasarımı ve izleyici algısına olan etkilerini tartışarak, sinema ve iç mimarlığın disiplinlerarası bağlamda estetik, işlevsellik ve kültürel dönüşümlere nasıl katkıda bulunduğunu açıklamaktadır. Bu bağlamda, sinemanın yalnızca bir sanat dalı değil, aynı zamanda iç mimarlık mesleğinin gelişiminde itici bir güç olduğu sonucuna varılmaktadır.</span></p> Deniz Demirarslan Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2807 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Kadınların İşgücüne Katılımını Etkileyen Faktörler Ve Sosyal Sürdürülebilirlik: Sahra Altı Afrika Ülkeleri Örneği https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2842 <p>Kadınların işgücüne katılımını etkileyen faktörlerin belirlenmesine yönelik çalışmaların son dönemlerde yoğunluk kazandığı görülmektedir. Ancak literatürde kadınların işgücüne katılımını toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında sosyal sürdürülebilirlik ilişkisini değerlendiren çalışmaların az sayıda olduğu görülmektedir. </p> <p>Bu çalışmanın amacı, Sahra altı Afrika ülkelerinde kadınların işgücüne katılımını etkileyen faktörlerin neler olduğu, belirlenen faktörlerin kadınların işgücüne katılımını ne yönde etkilediği ve bu faktörlerin sosyal sürdürülebilirlik ilişki düzeyini araştırmaktır. Bu amaçla oluşturulan araştırma modeli, 2002-2019 yılları arasında Dünya Bankasından verilerine ulaşılan 25 Sahra Altı Afrika ülkesi için Panel Veri analizi ile test etmektedir. </p> <p>Çalışma bulgularına göre kişi başına düşen gelir, hukukun üstünlüğü, tasarruf oranı ve nüfus artış oranının kadınların işgücüne katılımlarını istatistiksel olarak anlamlı ve negatif yönde etkilediği sonuçları elde edilmiştir. </p> Fatouma Souleiman Mahamoud , Harun Yakışık Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2842 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Kurum İçi Halkla İlişkiler ve Örgütsel Bağlılık Üzerine Bir İlişkisel Desen: Kars Belediyesi Örneği https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2800 <p>Küreselleşmenin etkisiyle artan rekabet karşısında nitelikli iş gücünü elinde tutabilen örgütlerin başarılı bir şekilde iş dünyasında varlıklarını devam ettirebildikleri görülmektedir. Örgütlerin insan odaklı bir bakış açısıyla hareket edebildikleri ölçüde çalışanların sadakatini kazanabilecekleri düşünülmektedir. Zira insan odaklı yaklaşım salt işin teknik yönüyle sınırlı kalmamakta; aynı zamanda çalışanların duygusal ve psikolojik özelliklerinin de önemsenmesinin gerekliliğine vurgu yapmaktadır.&nbsp; Bu doğrultuda yapılan literatür taramasında çalışanlar üzerinde örgütsel bağlılığın oluşturulmasında kurum içi halkla ilişkiler uygulamalarının önemli bir rolü olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma kurum içi halkla ilişkilerin örgütsel bağlılık üzerine etkisini ortaya koymaya yönelik bir alan araştırmasıdır. Bu amaç çerçevesinde Kars Belediyesi’nin 170 ofis çalışanı araştırmanın örneklemi olarak belirlenmiş ve 57’si kadın, 67’si erkek olmak üzere toplamda 124 çalışanın katılım sağladığı bir çalışma yürütülmüştür. T-Test ve Anova test analizlerine göre, kurum içi halkla ilişkiler ve örgütsel bağlılık arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Bu bağlamda, çalışanların demografik özelliklerine göre kurum içi halkla ilişkiler faaliyetlerinin örgütsel bağlılık üzerinde bir etkisinin olmadığı söylenebilir. Ancak, regresyon analizinden elde edilen bulgular kurum içi halkla ilişkiler ve örgütsel bağlılık arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmadan elde edilen bulguların, çalışanların örgütte muhafaza edilmesinde, performans ve verimliliklerinin artırılmasında, ayrıca kurum kültürünün güçlendirilmesinde kurum içi halkla ilişkiler çabalarının önemine dikkat çekmesi umulmaktadır.</p> <p>&nbsp;</p> Ayhan Doğan, Tuba Gönül Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2800 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 12 Haftalık Yürüyüş Temelli Hareket Eğitiminin Seçilmiş Motorik Özelliklere Etkisi https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2830 <p>Çalışmamızın amacı daha önce spor yapmamış kadınlara uygulanan 12 haftalık yürüyüş temelli hareket eğitiminin seçilmiş motorik özelliklere etkisinin incelenmesidir. Çalışmaya deney grubu (n:17, yaş:18,47±0,72 yıl), kontrol grubu (n:19, yaş:19,16±1,01 yıl) olarak iki grup dâhil edilmiştir. Deney grubuna 12 hafta boyunca haftada 3 gün ve günlük 60 dakika olacak şekilde belirlenmiş yürüyüş temelli hareket eğitimlerini içeren antrenman programı uygulanmış, kontrol grubu ise günlük yaşantısına devam etmiştir. Motor özelliklerin belirlenmesi için şınav, mekik, esneklik, durarak uzun atlama, çeviklik ve 20 metre sürat performansları tespit edilmiştir. Verilerin analiz edilmesinde SPSS 22.0 programı kullanılmıştır. Yapılan istatistiksel değerlendirme sonucunda deney grubunun ön test son test değerlendirmesinde son test lehine şınav, mekik, esneklik, durarak uzun atlama ve 20 metre sürat performanslarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p&lt;0.05). Kontrol grubu değerlerinde ise ön test son test değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olmadığı tespit edilmiştir (p&gt;0.05). Grupların ön test değerleri arasında herhangi bir anlamlılık tespit edilmemiştir. Grupların son test değerlerinin kıyaslanmasında ise deney grubu lehine durarak uzun atlama ve 20 metre sürat performansında p&lt;0.05 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak; sedanter kadınlara uygulanan yürüyüş temelli hareket eğitimlerinin bazı motor özellikleri olumlu yönde etkilediği söylenebilir.</p> Murat Bilgiç, Ahmet Koyunlu Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2830 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Sınıf İçi Takım Liderliğinin Motivasyon, İletişim ve İş birliği Üzerindeki Etkisi https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2843 <p>Bu çalışma, öğretim elemanlarının sınıf içerisindeki takım liderliği yaklaşımının, öğrencilerin motivasyonu, iletişimi ve iş birliği üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma, nicel bir çalışma olarak tasarlanmış ve Türkiye’deki üniversitelerde öğrenim gören veya mezun olan 182 adet ön lisans ve lisans öğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında, en küçük kareler yapısal eşitlik modellemesi (PLS-SEM) yöntemi kullanılarak öğretim elemanlarının takım liderliği yaklaşımının öğrenciler üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Araştırmanın bulguları, öğretim elemanının takım liderliği yaklaşımının öğrencilerin motivasyonunu, iletişim becerilerini ve iş birliği sağlama yetkinliklerini olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Bulgular, özellikle takım liderliği yaklaşımının sınıf içi dinamikleri geliştirmede etkin bir role sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bu sonuçlar, öğrencilerin öğrenme süreçlerinde iş birliği, etkili iletişim ve motivasyonun artırılması için öğretim elemanlarının liderlik becerilerini geliştirmesinin önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, öğretim elemanlarının liderlik davranışlarını geliştirmek için eğitim programlarının tasarlanmasına yönelik pratik öneriler sunmaktadır. Çalışmanın sonuçları, öğretim elemanlarının sınıf içinde etkili bir liderlik sergileyerek öğrencilerin bireysel ve kolektif başarılarını artırabileceğini göstermektedir. Bu bağlamda, çalışmanın, eğitim alanında hem teorik hem de uygulamalı katkılar sunması beklenmektedir.</p> Mustafa Of, İsmail Kılıçaslan Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2843 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Türkiye’de Yüksek Enflasyon Dönemlerinin Vergi Sistemi Üzerine Etkisi https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2838 <p>Türkiye, 20. yüzyılın sonları ve 21. yüzyılın başlarında kronik yüksek enflasyon dönemleriyle karşı karşıya kalmıştır. Bu süreç, ekonomik ve mali sistem üzerinde ciddi etkiler yaratmış, özellikle vergi sistemi üzerinde önemli değişimlere yol açmıştır. Yüksek enflasyon, para biriminin değer kaybına neden olarak vergi gelirlerinin reel olarak erimesine, kayıt dışı ekonominin büyümesine ve mükelleflerin vergi uyumunun olumsuz etkilenmesine neden olmuştur. Bu durum, kamu harcamalarının finanse edilmesinde zorluklara ve bütçe açıklarına yol açmıştır.Enflasyonun, mükelleflerin gelirlerini nominal olarak artırarak daha yüksek vergi dilimlerine girmelerine neden olması "soğuk ilerleme" etkisini ortaya çıkarmıştır. Bu durum, düşük gelirli bireyler üzerindeki vergi yükünü artırarak gelir dağılımında adaletsizlik yaratmıştır. Ayrıca, vergi tahsilatında gecikmeler ve vergi matrahlarındaki bozulmalar, kamu gelirlerinde reel kayıplara ve ekonomik faaliyetlerin kayıt dışına kaymasına neden olmuştur. Türkiye’nin yüksek enflasyon dönemlerinde uyguladığı vergi politikaları bu sorunları çözmekte yetersiz kalmıştır.Çalışmada, yüksek enflasyonun vergi sistemi üzerindeki etkileri hem tarihsel bir perspektifle hem de uluslararası örneklerle karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. 1980'ler ve 1990'lar boyunca yüksek enflasyon, bütçe açıklarını artırmış, kayıt dışı ekonomi büyümüş ve vergi uyumu bozulmuştur. 2001 ekonomik krizinin ardından uygulanan reformlarla enflasyon kontrol altına alınmış, ancak vergi sistemindeki yapısal sorunlar tam anlamıyla çözülememiştir. 2020 sonrası yüksek enflasyon dönemi ise, bu sorunları yeniden gün yüzüne çıkarmıştır.Bu çalışmada, enflasyon muhasebesi uygulamaları, vergi tabanının genişletilmesi ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele gibi konular ele alınmış; gelir vergisi dilimlerinin enflasyon oranlarına göre düzenlenmesi ve dolaylı vergilere bağımlılığın azaltılması gibi çözüm önerileri sunulmuştur. Enflasyonla mücadelede etkin bir vergi sisteminin oluşturulması, hem ekonomik istikrar hem de sosyal adalet açısından kritik öneme sahiptir. Çalışma, Türkiye’nin deneyimlerinden çıkarılacak derslerin, gelecekteki politika yapımlarına ışık tutacağını vurgulamaktadır.</p> Memiş Karaer Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2838 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Kolektif Gelecek Düşüncesinin Mekansal Yansıması Olarak Bilim Merkezleri https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2840 <p>Mekan fiziksel bir yer olmanın ötesinde bireysel ve toplumsal ilişkilerin, kültürel bağların, hayallerin ve ideallerin tezahürü olması bakımından çok boyutlu bir yapıya sahiptir. Mekan geçmişin izlerini günümüze taşıyabildiği gibi geleceğe yönelik atılmak istenen adımların, düş ve kaygıların somutlaşmasına olanak verir. Geçmişten bugüne dek insanlar yalnızca bireysel ihtiyaçları doğrultusunda değil aynı zamanda ortak bir gelecek tahayyülü ile de mekanlar üretmişlerdir. Kolektif gelecek düşüncesi, bir grubun, toplumun veya insanlığın birlikte hareket ederek ortak değerler, hedefler ve vizyonlar doğrultusunda inşa etmeyi amaçladığı bir geleceği ifade etmektedir.</p> <p> </p> <p>Ülkemizde bilim merkezi kurma, kaldırma ve bu kurumlarla ilgili organizasyon şemalarını onaylamakla ilgili görev yetkilerine sahip olan Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 2008 yılında bilimi yaygınlaştırma amacıyla bilim merkezleri kurmak ve ülke çapında yaygınlaştırmak için çağrıya çıkmıştır. Bu çağrı sonrası 2014 yılından bu yana ilki Konya ilinde olmak üzere ülkenin farklı illerinde büyük ve küçük ölçekli birçok bilim merkezi açılmıştır ve açılmaya devam etmektedir. Bilim müzelerinden evrilerek bilim merkezleri haline gelen bu yerler teknolojinin gelişiminin tüm dünyada sosyal, kültürel ve ekonomik açılardan gelişmenin önemli faktörü haline geldiği çağımızda önemli bir misyon üstlenmektedir. Bu çalışmada amaç, kurulan bu merkezlerin kolektif bir gelecek düşüncesinin bir parçası olduğu, hem fiziksel hem de ideolojik açıdan mekana yansıdığı fikrini ortaya koymaktır. Bu bağlamda çalışmada kolektif gelecek düşüncesinin tanımı ve literatürdeki yeri incelenmiş, bilim merkezlerinin tarihi ve gelişimleri ele alınmıştır. Türkiye’deki örnekler özelinde bilim merkezlerinin tasarımı, organizasyonu ve işlevlerinin, sadece bilimsel bilginin yayılması değil, aynı zamanda toplulukların ortak bir geleceği birlikte şekillendirme potansiyelini nasıl temsil ettiği tartışılmıştır.</p> Esra Şat, Berrin Akgün Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2840 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Türkiye’de Vergi Denetiminin Etkinliği ve Etkinliği Artırma Önerileri https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2824 <p>Tüm ekonomilerde vergi en temel kamu finansman aracı olarak kabul edilmektedir. Devletler, varlıklarını devam ettirebilmek için kişilerden vergi almakta ve aldıkları vergi ile yine kişilere kamusal hizmet sunmaktalardır. Her ne kadar devletin vergi alması mülkiyet hakkına gerçekleştirilen bir müdahale olsa da Anayasa’nın mülkiyet hakkını düzenleyen 35’inci maddesi gereği kamu yararının söz konusu olması durumunda mülkiyet hakkına gerçekleştirilen müdahaleler hem iç hukuk hem de uluslararası hukuk tarafından kabul edilmektedir. Dolayısıyla vergi yolu ile mülkiyet hakkına gerçekleştirilen bu müdahalenin yasal dayanağı ve sınırı da kamu yararı olmaktadır.</p> <p>Türk vergi sisteminde, kişiler ödeyecekleri vergiyi kendileri hesaplamakta ve vergi idaresine yine kendileri bildirmektelerdir. Bu yöntem ile vergi idaresinin iş yükü kolaylaşsa da vergi denetiminin tam olarak yerleşmediği ekonomilerde vergi kayıp kaçağının artmasına sebep olmaktadır. Vergi kayıp ve kaçaklarının (fazla) olması ise ekonomide vergi adaletsizliği / eşitsizliği ve gelir dağılımında adaletin bozulması gibi çeşitli sonuçları ortaya çıkaracaktır. Vergi oranlarının yüksek, vergi cezalarının ise yaptırımsız olması mükellefleri vergi ödemeye değil ödememeye alıştıracaktır.&nbsp; Çalışmada Türkiye’de vergi denetimi ve vergi denetiminin etkinliği ile bilgiler verilecek ve “Türkiye’de vergi denetiminin etkinliğini nasıl artırmalıyız?” sorusu cevaplanmaya çalışılacaktır.</p> Erdinç Alp Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2824 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Johannes Brahms’ın Intermezzo Op. 118 No. 2 Adlı Eseri Üzerine Bir Analiz https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2865 <p>Bu araştırma, Johannes Brahms’ın Intermezzo Op. 118 No. 2 adlı piyano eserini müzikal analiz ve performans teknikleri açısından incelemeyi amaçlamaktadır. Romantik Dönem’in son evresine ait belirgin stilistik özellikleri bünyesinde barındıran bu eser, bestecinin klasik biçim anlayışını derin bir lirik ifade gücüyle kaynaştırdığı önemli örnekler arasında yer almaktadır. Araştırma kapsamında, betimsel araştırma yöntemi ve içerik analizi kullanılarak eserin form yapısı, tematik gelişimi, armonisi ve karakteristik romantik öğeleri ayrıntılı biçimde değerlendirilmiştir. Bulgular, eserin romantik dönemin duygu yoğunluğunu yansıtan armonik renkler ve gecikitirme öğeleri barındıran kadanslar ile bezendiğini; aynı zamanda tematik katmanları ve kontrpuansal dokusuyla klasik bir bütünlük sergilediğini ortaya koymaktadır. Teknik açıdan, Intermezzo Op. 118 No. 2’de yer alan geniş aralıklı akorlar, bas yürüyüşleri ve ifade bakımından farklı dinamik geçişler, icracının pedal kullanımı ve nüans yönetimi konusunda özel bir hassasiyet geliştirmesini gerektirmektedir. Çalışma, piyanoda eserin icrasında dikkate alınması gereken pedallama, artikülasyon, tempo gibi unsurları ele almakta ve Romantik Dönem’in cantabile üslubuna uygun bir yorum oluşturma konusuna yönelik öneriler sunmaktadır. Brahms’ın olgunluk dönemi üslubunun kusursuz bir örneği olan bu eser hem teknik hem de sanatsal açıdan zengin bir repertuvar değeri taşımakta olup; söz konusu araştırma, Intermezzo Op. 118 No. 2’nin müzikolojik ve pedagojik açıdan kapsamlı bir rehber niteliği kazanmasına katkıda bulunmayı hedeflemektedir.</p> Günay Tuzkaya Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2865 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 “Hayvan Koruma Kanunu”nda Yapılan Değişikliğe ilişkin X/Twitter Paylaşımlarının Peirce’in Göstergebilim Modeli Çerçevesinde İncelenmesi https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2836 <p>Kamuoyunda hayvan hakları yasası ya da sokak hayvanları yasası şeklinde de bilinen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kabul edildiği 2004 yılından günümüze kadar çeşitli ekleme, çıkarma ve değişiklikler ile şekillenerek yürürlükte bulunmaktadır. Çeşitli vesilelerle söz konusu kanuna ilişkin olumlu ya da olumsuz eleştiriler zaman içinde yöneltilse de özellikle 2024 yılının ikinci yarısında, söz konusu kanunda yapılması planlanan değişikliğe ilişkin yoğun bir kamuoyu tepkisi oluşmuştur. Yasada öngörülen ve sahipsiz hayvanların barınaklarda toplanması ve belirli koşullar olduğu durumlarda uyutulmasına ilişkin kaygılarından dolayı olumsuz, son dönemde haberlerde sıklıkla görülen sokak hayvan saldırıları ve hastalıklar nedeniyle yaşanan gelişmelerden dolayı da olumlu eleştiriler uzun süre sosyal medyayı meşgul etmiş ve etmektedir. Bu çalışma bir iletişim aracı olarak dil ve bu dile ait göstergelerin, özellikle sosyal medyada, belirli bir bakış, görüş, eğilim ve yönelimi verirken görsel medyalar aracılığıyla ne türden temsiller kullanıldığına odaklanmaktadır. Gazete, dergi, makale ya da görsel veriden yoksun yayınlarda dil kullanıcıları metinlere odaklanırken özellikle Youtube, Instagram, X/Twitter gibi toplumun sıklıkla reklam, bilgi, haber ya da yorum izlediği ortamlarda alımlayıcılar (adressee) yazılı metinlerden daha çok görsel metinlere odaklanmaktadırlar (Chandler ve Sweller, 1991; Cross, 2011; Chan ve diğ., 2022; Koutromanou ve diğ., 2023; Sunsaro ve diğ., 2023). Bu sebeple metin üreticisi ya da yayınlayıcısı tarafından seçilen-tercih edilen görüntüler de bir yönüyle metne giriş, metne açılan bir pencere görevi görürken diğer taraftan da aslında metinlerde nasıl bir yaklaşımın sergileneceğine ilişkin ipuçları taşımaktadır. Bu çalışma Hayvan Hakları Koruma Kanunu’na ilişkin X/Twitter ortamında bir görsel ile birlikte paylaşılan haber ve bilgi metinlerinde oluşan veri tabanında, söz konusu görsellerin göstergebilimsel temelde çözümlemesine odaklanmaktadır. Metni hiç okumayan bir dil alımlayıcısının sadece görsele bakarak bir öngörü-önsav geliştirerek o metne dair ilksel bir fikrinin oluştuğu varsayımından hareketle, olumlu ya da olumsuz eleştiri içeren metinlerin görsel kullanımlarının dağılımları ve içerikleri değerlendirilmektedir.</p> Serkan Koç Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2836 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 İnşaat Projelerinde Zaman Yönetimi ve Etkin Planlama: Kocaeli Meslek Yüksekokulu Örneği https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2821 <p>İnşaat projelerinde zaman yönetimi, projenin başarısını doğrudan etkileyen kritik bir faktördür. Etkin zaman yönetimi, projelerin belirlenen süreler içinde tamamlanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlar. Bu çalışma, inşaat projelerinde zaman yönetimi ve etkin planlamanın temel unsurlarını ve bu unsurların proje yönetimindeki rolünü ele almaktadır. Literatürde sıklıkla vurgulanan Kritik Yol Yöntemi (CPM) gibi araçların, projelerin zamanında tamamlanmasında önemli katkılar sağladığı görülmektedir. Bunun yanı sıra, belirsizliklerin ve risklerin yönetimi, proje süreçlerinde karşılaşılan gecikmelerin önlenmesi için vazgeçilmezdir. Çalışmada ayrıca, sosyal faktörlerin, ekip içi iletişim ve liderlik becerilerinin zaman yönetimindeki etkisi ele alınmıştır. Kocaeli Meslek Yüksekokulu’nda yapılan ders gözlemleri, inşaat teknikerliği öğrencilerine yönelik zaman yönetimi ve etkin planlama derslerinin, öğrencilerin mesleki becerilerini geliştirme konusundaki önemini ortaya koymaktadır. Araştırma bulguları, inşaat projelerinde başarılı zaman yönetimi için teknik becerilerin yanı sıra liderlik ve iletişim gibi sosyal yetkinliklerin geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir.</p> Bulent Koparan Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2821 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Üretken Yapay Zeka ve Mimari Obje Üretimi https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2834 <p>Üretken yapay zekanın, mimari objenin üretim pratiklerine eklemlenmesi, tasarımda önemli bir evrimi temsil etmektedir. Geleneksel tasarım paradigmalarına meydan okuyan bu durum, tasarım süreçlerinde teknoloji ve insan eylemliliğinin rollerinin yeniden değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır. Çeşitli felsefi ve teorik çerçeveler aracılığıyla bu dinamik etkileşimi incelemek, mimari tasarımda bir aktör olarak üretken yapay zekanın mimarlık alanındaki mimari objelerin üretimindeki potansiyel etkisini anlamamıza olanak tanır. Mimari tasarım ve temsil süreçlerindeki bu değişimler, bir sanat dalı olarak mimarlıkta geleneksel obje ve süje kategorilerinin yeniden tanımlanmasını gerektirmektedir. Burada obje, tasarımın temsili ya da fiziksel mimari bir yapı olabilir. Bu çalışma, objeyi yeniden tanımlamak için Yeni Gerçekçilik akımının bakış açısını kabul eder. Yeni Gerçekçilik, objeyi (insan olmayanı) edilgen bir yapının ötesinde bir etken olarak kavrama temeline dayanmaktadır. Çalışma, geleneksel objeyi ve üretim süreçlerindeki konumunu yeniden tanımlamayı amaçlamaktadır. Bu tanım için Yeni Gerçekçilik şemsiyesi altında toplanan Bruno Latour'un Aktör-Ağ Teorisi (AAT)’ndeki insan olmayan eyleyeni aktant ve yarı-nesnesi, Michel Serres'in sanki-nesne teorisi(quasi-objects), Timothy Morton'un hiper-nesne (hiper-objects) kavramından yararlanılır ve bu kavramlar aracılığıyla üretilen jeneratopya (genera-topia) kavramı ile açıklanır. Bu kavramlar, hümanist söylemlerin ötesine geçerek, dijital dönüşüm sürecinde, özellikle üretken yapay zeka bağlamında, süje ve obje arasındaki temas ile oluşturulan mekanların/ilişkilerin melez ve heterotopik yapısını ve eylemliliğini ortaya koymayı olanaklı kılar.</p> Ayni Deniz Kabakoğlu, Berrin Akgün Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2834 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Bulut Bilişimde Veri Güvenliği: Güncel Sorunlar ve Çözüm Önerileri https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2829 <p>Bulut bilişim, sağladığı esneklik, maliyet avantajı ve erişilebilirlik gibi özelliklerle modern bilgi teknolojilerinin temel taşlarından biri haline gelmiştir. Ancak, bu teknolojiye olan talebin artışı, veri güvenliği ve mahremiyet konularında ciddi endişeleri beraberinde getirmektedir. Bu makale, bulut bilişimde veri güvenliği ile ilgili güncel sorunları ele almakta ve bu sorunların üstesinden gelmek için önerilen çözüm yöntemlerini tartışmaktadır. Özellikle veri şifreleme, kimlik doğrulama, yetkilendirme mekanizmaları ve yapay zekâ tabanlı güvenlik araçları gibi stratejiler incelenmiştir. Ayrıca, gelecekte veri güvenliğini artırmaya yönelik yeni yaklaşımlar ve teknolojik eğilimler değerlendirilmiştir. Bu çalışma hem araştırmacılara hem de sektör uzmanlarına bulut bilişimde güvenli veri yönetimi konusunda önemli bir rehber sunmayı hedeflemektedir.</p> Mustafa Of, İsmail Kılıçaslan Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2829 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Ekonomik Büyüme ve Küreselleşmenin Çevresel Kalite Üzerindeki Etkisi: Türkiye Üzerine Bir Analiz https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2844 <p>Son yıllarda küreselleşmeyle birlikte artan enerji tüketimine ve dolayısıyla ekonomik büyüme-ye bağlı olarak üretim faaliyetleri sonucunda çevre kirliliğinde önemli artış görülmektedir. Bu nedenle ekolojik ayak izinin belirleyicilerinin araştırılması, hem sürdürülebilir kalkınma hedef-lerine yönelik odak politikaların seçimi hem de uygulanan politikaların başarısının ölçülmesi açısından önemlidir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de 1980-2021 dönemi için çevresel kalite göstergesi olarak seçilen ekolojik ayak izinin belirleyicilerini araştırmaktır. Ampirik yöntem olarak ARDL sınır testinden yararlanılmıştır. Analiz bulgularına göre, küreselleşmenin varlı-ğında hem kısa hem de uzun vadede ekolojik ayak izi ile ekonomik büyüme arasında ters U şeklinde bir ilişkinin olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca,&nbsp; küreselleşme alt bileşenlerinin kısa dönemde ekonomik büyüme boyutlarının pozitif olduğunu, uzun dönemde ise ekonomik küre-selleşmenin negatif, politik ve sosyal küreselleşmenin ise pozitif olduğu tespit edilmiştir.</p> Erdal Alancıoğlu, Seyit Ali Miçooğulları Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2844 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Tüketicilerin Yeşil Reklamlara Yönelik Tutumlarının İncelenmesi “Çankırı İli Örneği” https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2839 <p>Dünyada hızla meydana gelen tüketim artışları ve buna bağlı olarak doğal kaynaklarda meydana gelen azalışlar ile tahribatlar çevreci yaklaşımların gelişmesini de beraberinde getirmiştir. Günümüzde çoğu işletme de bu çevreci yaklaşımları benimseyerek yeşil pazarlama faaliyetleriyle özellikle yeşil reklamlar aracılığıyla, yeşil ürünlerini çevreci tüketicilerle buluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı tüketicilerin söz konusu olan bu yeşil ürün reklamlarına yönelik tutumlarını ve bu tutumlarının tüketicilerin demografik özelliklerine göre farklılıklarını tespit etmektir. Bu kapsamda Haytko ve Matulich’e (2008)’in hazırlamış olduğu yeşil reklamlara yönelik tutum anketi Çankırı ilinde basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle ulaşılan 420 kişiye uygulanmıştır. Çalışma sonucunda ise tüketicilerin yeşil reklamlara yönelik tutumlarının cinsiyetine, eğitim seviyesine, mesleğine ve aylık hane gelirine göre kısmen farklılıklar gösterdiği; medeni durumuna ve yaşına göre ise anlamlı bir farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.</p> Ateş Bayazıt, Hilal Abacı Özdemir Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2839 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Customer Loyalty and Relational Marketing Practices in The Banking Sector https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2847 <p>Teknoloji ve küreselleşmenin hızla gelişmesi, geleneksel pazarlama anlayışını derinden etkilemiş ve bu anlayışın rekabet koşullarına ayak uydurmasını zorlaştırmıştır. Günümüzde işletmeler, müşteri beklentilerini daha iyi karşılayabilmek ve rekabet avantajı elde edebilmek için geleneksel pazarlama yaklaşımından uzaklaşarak ilişkisel pazarlama anlayışına yönelmektedir. İlişkisel pazarlama, müşteri odaklı bir yaklaşımı benimseyerek bireyler arası güvene dayalı ilişkiler geliştirmeyi, müşterilerin istek, ihtiyaç ve şikâyetlerini ön planda tutmayı amaçlar. Bu yaklaşım, müşteriye değer vererek memnuniyeti artırmayı ve uzun vadeli bir bağlılık oluşturmayı hedefler. İnsan ilişkilerine dayalı ve güven ile sadakat üzerine inşa edilen bu tür ilişkiler, rakipler tarafından kolayca taklit edilemediği için işletmeler açısından stratejik bir avantaj sağlamaktadır. Bu bağlamda ilişkisel pazarlama, sadece müşteri sadakatini artırmakla kalmaz; aynı zamanda ürün ve hizmetlerin geliştirilmesine de katkı sağlar. İşletmeler, müşterileriyle uzun vadeli ve sürdürülebilir ilişkiler kurarak, müşterinin markaya olan bağlılığını güçlendirebilir ve piyasada farklılaşma sağlayabilir. Bu çalışma, ilişkisel pazarlama yaklaşımı ile müşteri sadakati kavramı arasındaki dinamik ilişkiyi incelemektedir. Aralarındaki etkileşim, birbirlerine sağladıkları avantajlar ve bu avantajların işletmeler için ne ifade ettiği derinlemesine ele alınmıştır.</p> <p>Çalışmada, bankaların ilişkisel pazarlama stratejilerini nasıl şekillendirdiği, bu süreçte müşterilere hangi değerlerin sunulduğu ve müşteri sadakatini artırmak adına hangi unsurlara öncelik verildiği analiz edilmiştir. Ayrıca, müşteri sadakatinin bu yaklaşımdan nasıl ve ne ölçüde etkilendiği, bankaların faaliyetleri ışığında değerlendirilmiştir. Çalışmanın temel verileri, bankacılık sektöründeki bireysel bankacılık uzmanlarıyla yapılan derinlemesine mülakatlardan elde edilmiştir. Mülakat sorularına verilen yanıtlar ve analiz edilen bulgular, ilişkisel pazarlamanın müşteri sadakati üzerindeki olumlu etkilerini farklı faktörler üzerinden açıklamaya olanak tanımıştır.</p> Makbule Müftüoğlu Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2847 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Örgüt İkliminin Örgütsel Değişim Üzerindeki Etkisi: Azerbaycan Konaklama İşletmelerinde Bir Araştırma https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2851 <p>Bu araştırma konaklama işletmelerinde, Örgüt İkliminin Örgütsel Değişim Üzerindeki Etkisinin değerlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma evrenini Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yer alan konaklama işletmeleri, örneklemini Bakü şehir merkezinde yer alan dört ve beş yıldızlı otellerin çalışanları oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler bilgisayar ortamında, SPSS 23 paket programı kullanılarak analiz edilmiş ve değerlendirilmiştir. Ölçeğe yönelik geçerlik ve güvenirlik analizi yapılmış, araştırma hipotezlerinin test edilmesinde, Korelasyon analizi, Regresyon analizi, T-testi ve Anova testlerinden faydalanılmıştır. Tez çalışmasının araştırma kısmından elde edilen veriler ile her bir değişkenin birbirleriyle ilişkisinin pozitif ve anlamlı ilişkileri olduğu ve örgüt iklimin örgütsel değişime etkisi olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada ayrıca otel çalışanlarının tanımlayıcı özelliklerine göre örgütsel iklimin örgütsel değişim üzerinde etkisini değerlendirme düzeylerinde anlamlı farklılıkların olduğu saptanmıştır.</p> Tülay Polat Üzümcü, Narmin İslamlı Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2851 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Investigating the Impact of Education Expenditure on Labor Force Participation in Turkiye https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2863 <p>Bu çalışma, İnsan Sermayesi Teorisi ve İçsel Büyüme Teorisi gibi temel ekonomik teorilere dayalı olarak, Türkiye'de 1991-2021 döneminde işgücüne katılım ile eğitim harcamaları arasındaki uzun vadeli ilişkiyi araştırmaktadır. Çalışmada, bu değişkenler arasındaki dinamikleri analiz etmek için Ng &amp; Perron (2001) ve Elliott vd. (1996) birim kök testleri ile Fourier Shin ve Shin eşbütünleşme testleri gibi ileri düzey ekonometrik yöntemler kullanılmıştır. Sonuçlar, hem eğitim harcamalarının hem de işgücüne katılımın durağan olmadığını doğrulamaktadır. Ayrıca, özellikle OLS yöntemiyle, kullanılan değişkenler arasında uzun vadeli bir eşbütünleşme olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Bulgular, eğitim harcamaları ile işgücüne katılım arasında önemli ve pozitif bir ilişki olduğunu göstermektedir. Dynamic Least Squares (DOLS) tahmin yöntemiyle belirlenen etkinin, Fully Modified Least Squares (FMOLS) yöntemine göre daha güçlü olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum, eğitime yapılan yatırımların işgücü becerilerini ve istihdam edilebilirliği artırarak işgücü piyasası sonuçlarını iyileştirebileceğini önermektedir. Politika yapıcılar, istihdam sorunlarına odaklanmalı ve işgücüne katılımı artırmak için eğitime yatırım yapmayı öncelikli bir strateji olarak değerlendirmelidir. Ayrıca, eğitime yapılan yatırımlar, işgücünün istihdam edilebilirliğini ve becerilerini geliştirmek suretiyle işgücüne katılım üzerinde önemli ve olumlu bir etki yaratabilir. Gelecekteki araştırmalar, işgücü ve eğitim arasındaki ilişkiyi daha derinlemesine incelemek için gereklidir...</p> Maya Moalla Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2863 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Üniversite Öğrencilerinin Mesleki Eğitime Yönelik Tutumlarının İş Bulma Kaygısına Etkisi https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2845 <p>Bu çalışmada mesleki eğitim ve iş bulma kaygısı konularının öğrenciler üzerindeki etkisi ele alınmıştır. Çalışmamızda Beyşehir Ali Akkanat Meslek Yüksekokulunda okuyan farklı bölümlerdeki öğrencilere Google Forms uygulama üzerinden bir anket formu oluşturularak uygulanmıştır. Anketimiz üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde ankete katılan öğrencilerimizin demografik özelliklerine ilişkin bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde mesleki eğitime yönelik tutum ölçeği bulunmaktadır. Anketimizin son bölümde ise iş bulma kaygısı ile ilgili ölçek soruları incelenmiştir. Bu anket çalışmasının sonucunda okulumuz Beyşehir Ali Akkanat Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin verilen mesleki eğitime yönelik tutumlarının mezuniyet sonrası iş bulma ve işsizlik kaygılarına olan etkisi değerlendirilmiştir. Analiz sonucunda mesleki eğitime yönelik tutumu cinsiyet, yaş ve sınıf değişkenleri etkilemediği tespit edilmiştir.&nbsp; Ancak önlisans programı, anne ve babanın eğitim durumları ile mesleklerine ilişkin değişkenler katılımcıların mesleki eğitime yönelik tutumlarını etkilediği sonucuna varılmıştır</p> Esin Ceylan Şaşmaz, Emine Öğüldü Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2845 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 İlkokullarda Öğretmen Görüşlerine Göre Kadın Yöneticiler: Ordu İli Örneği https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2819 <p>Bu araştırmada Ordu ili Merkez ilçede görev yapan ilkokul okul yöneticileri görüşlerine göre; kadın yöneticiler incelenmiştir. Araştırmanın evreni Ordu ili, örneklemi Merkez ilçedeki ilkokullarda görev yapan toplam 30 öğretmendir. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu ve geliştirdiğimiz anket “Kadın öğretmenlerin yönetici olma taleplerini etkileyen etkenler” anketi kullanılmıştır. SPSS (Statistical Package for Social Sciences) programından faydalanılmıştır. Çalışmada, kadın yöneticileri seçmede daha titiz davranmak ve duygusal yönü ağır basan kadın yöneticilerden ziyade daha idalist ve adil davranabilen kadın yöneticiler seçilebilmesi amacıyla bazı çözüm önerilerinde bulunulmuştur. Araştırmaya katılan yöneticilerin, kadınların yöneticilik rollerini yerine getiremedikleri anlamını taşıyan olumsuz maddelere katılımların oldukça kayda değer olduğu görülmektedir. Katılımcılar, kadın okul yöneticilerin duygusal bir yapıya sahip olduğunu düşünmektedirler. Ayrıca olaylara daha duygusal yaklaştıkları, herhangi bir kriz anında yeterince soğukkanlı olmadıkları, çoğunlukla yönetici olmaktan kaçındıkları fikrine de katılımlarında kayda değer olduğu görülmektedir. Kadınların yöneticilik için teşvik edilmeden önce belirli testlere tabi tutulmaları, pozitif bir ayrımcılığa gereksinimlerinin olduğunu ortaya koymak için belirli kriterler getirilmesi gerekli olduğu söylenebilir. Bu nedenle; kadın çalışanları potansiyel yönetici olarak görüp, ilerlemeleri için pozisyona uygun yapı ve karakterde donanımlı kişiler seçilmelidir. Bunların dışında kadın yöneticilerinin sayı olarak az olması da kişisel, toplumsal, ailevi ve mesleki çeşitli faktörlerin etkili olduğu ortaya konulmaktadır. Kadın öğretmenlerin hem cinsleri olan kadın yöneticilere karşı daha olumlu tutumlar içinde oldukları ve kadın dayanışması gösterdikleri tespit edilmiştir.</p> Murat Yavuz, Semra Yavuz, Burcu Tomak, Zafer Çakır Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2819 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Uzaktan Eğitimde Siber Zorbalık: Öğretmen Adaylarının Deneyimlerine Yönelik Bir Karma Yöntem Araştırması https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2820 <p>Bu araştırmada, öğretmen adaylarının uzaktan eğitim süreçlerinde karşılaştıkları siber zorbalık davranışları incelenmiştir. Araştırma, nitel ve nicel yöntemlerin bir arada kullanıldığı karma bir desene sahiptir. Nicel veriler, Lam ve Li (2013) tarafından geliştirilen ve Gençdoğan ile Çıkrıkçı (2015) tarafından Türkçeye uyarlanan E-zorbalık ve E-mağduriyet ölçekleriyle toplanmıştır. Nitel veriler ise, araştırmacılar tarafından hazırlanan bireysel görüşme formu aracılığıyla elde edilmiştir. Çalışma grubu, bir devlet üniversitesinde öğrenim gören ve kolay ulaşılabilir durum ile ölçüt örnekleme yöntemleri kullanılarak seçilen 38 öğretmen adayından oluşmaktadır. Nicel veriler betimsel istatistikler ve Fisher’in kesinlik testi ile analiz edilmiştir. Nitel veriler ise içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Araştırma sonuçları, öğretmen adaylarının siber zorbalık davranışlarında bulunmadığını ancak siber mağduriyet yaşadıklarını ortaya koymuştur. Ayrıca, cinsiyetler ve sınıf düzeyleri arasında siber mağduriyet açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Nitel analizler, katılımcıların farklı türlerde mağduriyetler yaşadığını ve bu durumlara verdikleri tepkileri ayrıntılı bir şekilde göstermiştir. Elde edilen bulgular, nitel ve nicel verilerin birbiriyle tutarlı olduğunu göstermektedir. Araştırma sonuçları, öğretmen adaylarının siber zorbalığa karşı güçlendirilmesi için öneriler sunularak tamamlanmıştır.</p> Ayan Koyuncu, Ahmet Gökmen Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2820 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 The Musical and the Philosophical Analysis of the Opera Tristan and Isolde by Wagner https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2846 <p>German composer, theorist, conductor Wagner invented a structure of continuous narrative flow, which is different than the traditional and conventional opera structure. He had a strong influence on the musical world lasting for at least one century. His fascinating opera <em>Tristan and Isolde</em> is one of the most interesting and loved ones in music history. In this opera, everything is symbolic and works for the mythic world that Wagner created. The opera is based on a medieval Celtic legend about a romantic tragedy of love and death told by an exceptional music. Wagner, being under the influence of Buddhism via Schopenhauer, composed the opera using the poetry of Gottfried von Strassburg, and touching subjects such as karma, enlightenment, desire, compassion, love and death. Although the use of symbolism and mythology contributes to the feeling of a distant sense from reality, Wagner thinks that it is the most intimate way of mentioning humanity. He mixes elements from different philosophies, religions and beliefs, making his work difficult to understand for an audience without the proper philosophical background and knowledge. The symbolism of day and night at <em>Tristan and Isolde</em> breaks the tradition of seeing day as positive representing life and hope, and night as negative representing death and decay according to the tradition in Western literature, and thus surprises the audience. In this study, this opera is evaluated musically and philosophically, with the perspective of well-known philosopher Schopenhauer especially. Musical terms such as leitmotif, suspension, dissonance and Tristan chord are examined. The contribution of these musical terms and philosophy to making Wagner's opera <em>Tristan and Isolde</em> one of the most important works in the history of music is emphasized.</p> Canan Özgür Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2846 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Thomas Adès’in Powder Her Face Operasında Sınıf, Güç ve Çöküş https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2850 <p>Çağdaş opera repertuvarında, toplumsal eleştiri ve deneysel müzikal anlatıma bir örnek olarak ortaya çıkan Thomas Adès’in “Powder Her Face” operası ilk kez 1995 yılında sahnelenmiştir. 20. yüzyılın ikinci yarısında aristokrat sınıfın çalkantılı toplumsal yapısını, güç ilişkilerinin çöküşünü ve toplumsal normların bireyler üzerindeki baskısını ele alan eser, skandalıyla ünlenen Duchess of Argyll’un hayatından esinlenmiştir. Opera, bir skandalın merkezindeki aristokrat bir kadının yükseliş ve düşüş öyküsünü işlerken, sınıfsal ayrıcalıkların, toplumsal yargıların ve bireysel özgürlük arayışının karmaşık ilişki yapısını da sahneye taşımaktadır. Operada Çağdaş Dönem’in karakteristik özelliklerinden biri olan deneysel müzikal üslup, Powder Her Face operasında, orkestra yazımı, absürt unsurlar ve mizahi pasajlarla sahnelenen hikâyeyi desteklerken, izleyiciye alışılagelmişin dışında bir deneyim sunmaktadır. Adès, geniş ton yelpazesi ve sürpriz armonik geçişleriyle, karakterlerin içsel çatışmalarını ve toplumsal eleştiriyi müzikal olarak ifade etmektedir.&nbsp; Eserde kullanılan çağdaş armoniler ve dramatik zıtlıklar karakterlerin iç dünyasını derinleştirirken, mizahi ve eleştirel bir yapıyla toplumsal sınıfın ikiyüzlülüğünü de izleyiciye fark ettirmektedir.</p> <p>Ana karakter olarak seçilen Duchess’in hem bir kurban hem de bir fail olarak sunulması, çağdaş toplumun kaotik yapısını açıklıkla ifade etmektedir. Bu anlamda bireyin toplumsal güç ilişkileri içerisindeki yalnızlığını ve toplumun ikiyüzlü ahlaki yargılarını sahneye taşıyan eser, mizahi ve eleştirel bir perspektifle ele alınmaktadır. 20. yüzyılın çöküşe geçen aristokrasisi, operada Duchess’in düşüşünü ve sınıf ayrıcalıklarının modern toplumda giderek sorgulanmaya başladığını yansıtmakta, bu anlamda da bireysel ve toplumsal çöküşün çağdaş bir portresini izleyiciye sunmaktadır. Eser dramatik ve müzikal boyutlarıyla, Çağdaş Dönemde operanın sınırlarını genişleten bir başyapıt olarak konumlanırken, opera sanatında yenilikçi bir rol üstlenmektedir. Powder Her Face, yalnızca biyografik portre değil, aynı zamanda toplumsal güç dinamiklerinin sorgulandığı bir Çağdaş Opera başyapıtı olarak öne çıkmaktadır.</p> Dilara Çelik Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2850 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 ANN Analysis of Some Social and Economic Factors on Post-disaster Population Growth: The Case of August 1999 Gölcük Earthquake https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2832 <p>Afetler insanlık tarihinden daha eski zamanlara dayanmaktadır. Afetlerin meydana geldikleri bölgede hayatta kalan insanlar güvenlik, barınma, istihdam, sağlık kaygıları ve psikolojik sorunlar gibi etkenler yüzünden başka bölgelere göç ederler. Zaten afetin yıkıcı etkileri yüzünden olumsuz etkilenen afet bölgesinin en az afet öncesindeki sosyal ve ekonomik konumunu yeniden kazanması önemli bir ulusal güvenlik problemidir.</p> <p>Bu çalışmada 17 Ağustos 1999 tarihinde Gölcük merkezli 7.4 Mw büyüklüğündeki depremin ardından Gölcük nüfusunu etkileyen bazı sosyal ve ekonomik parametrelerin (Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksi (SEGE), ikamet amaçlı yeni yapılan bağımsız bölüm sayısı, tarım alanı, küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısı, sağlık personeli sayısı ve GSYİH değişkenleri) etkisi Yapay Sinir Ağları (YSA) yardımıyla analiz edilmiştir. Seçilen doğrusal olmayan tanjant hiperbolik ve logaritmik fonksiyonlar içeren aktivasyon fonksiyonu için ilgili katsayılar elde edilmiştir.&nbsp; İki kez ANN analizi yapılması sayesinde elde edilen sonuçların güvenilirliği artırılmıştır. Bu analizlerden oldukça yüksek performans değerleri (Rmse, Mad, R<sup>2</sup> vb.) bulundu. Daha sonra yukarıdaki değişkenlerin etkisi Aktivasyon fonksiyonu yardımıyla incelenmiştir. Gölcük nüfusuna pozitif yönde en çok etki eden değişkenler %269 ile GSYİH ve ardından %91.2428 ile ikamet amaçlı yeni yapılan bağımsız bölüm sayısı olarak elde edilmiştir. Öte yandan negatif yönde en çok etki eden değişkenler -%97,7802 ile SEGE ve -%80,4924 ile hayvancılık istatistikleri olarak belirlenmiştir.</p> Bahatdin Daşbaşı, Teslima Daşbaşı Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2832 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Dünya Bankası Kredileri ve Proje Performansını Etkileyen Faktörler https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2789 <p>Bu çalışmada, Dünya Bankası’ndan kredi alanların yaptığı yatırımların performansını etkileyen unsurlar ele alınmıştır. Bu kapsamda çalışmanın yazımında niteliksel tümdengelim yöntemi izlenmiş; dolayısıyla ikincil kaynaklar olan makaleler, kitaplar, tezler ve benzeri yazılı olan eserlerden faydalanılmıştır. Bu çalışmada DB’nın vermiş olduğu kredilerin kapsamı, amacı, kredilerin kullanımı sonrasında performans sonuçlarının önemi konularına değinilmiş; ayrıca DB kredilerinin performansını etkileyen sebeplerden, temel vatandaşlık hakları, ekonomik sebepler, politik sebepler, yatırımların verimliliği, danışmanlık faaliyetlerini etkisi, proje süresi, toplumsal sorunlar ve bütçenin farklı amaçlarla kullanılması konuları incelenmiştir. Çalışma sonrasında DB’dan kredi alanların yaptığı yatırımların performansını olumlu ve olumsuz yönde etkileyen konularla ilgili elde edilen sonuçlar ve öneriler, araştırmacıların, kurumların, toplumun ilgili tüm tarafların bilgisine sunulmuştur</p> Serkan Timur Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2789 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Özel Gereksinimli Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Başlıca Stres Kaynakları https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2864 <p>Özel gereksinimleri olan bireylerin, bulundukları toplumda bağımsız bir birey olarak yaşayabilmelerini sağlamak, iletişim becerilerini geliştirmek ve gereksinimlerini bağımsız olarak karşılayabilmeleri adına özel eğitim hizmetlerinden yararlanmaları sağlanır. Her ne kadar bu bireylerin bir kısmı özel eğitim hizmetlerinden yararlansalar da birçoğu engel durumundan dolayı tamamen bağımsız hareket edemez ya da kararlarını alıp gerçekleştirmeye yönelik girişimlerini bağımsız bir şekilde yapamazlar. Bu noktada bu bireylerin en büyük destekçilerinin ebeveynleri oldukları düşünülmektedir. Ebeveynler, bu süreçte çocuklarına her türlü desteği sağlamaya çalışırlarken, çocuklarının bulundukları ortamlarda ki statüleri, toplumdaki fertlerin özel gereksinimli çocuğa olan bakış açıları, çocuklarının eğitim durumları ve özel eğitim ve normal eğitim kurumlarında çocuklarının almış olduğu eğitimin çocuğun gereksinimlerini karşılayıp karşılayamadığı, çocuklarının kendilerine bağımlı oluşlarının yaşamları üzerindeki etkisi gibi birçok konu hakkında merak ve endişe içerisinde olabilmektedirler. Bu bilinmezliklerin de ebeveynlerde stres oluşturduğu düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı; özel eğitim gereksinimli çocuğa sahip olan ebeveynlerin, bu çocuklarının yaşamlarına ilişkin stres kaynaklarını ortaya çıkarmaktır. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılarak yapılmıştır. Bu çalışmada özel gereksinimli çocuğa sahip 40 ebeveynle yüz yüze görüşme ve telefon görüşmeleri yapılarak çalışma verileri toplanmıştır. Toplanan veriler tema ve alt temalar oluşturularak analiz edilmiştir. Ortaya çıkan sonuçlar alanyazınla tartışılarak özel gereksinimli çocuğa sahip ebeveynlerin çocuklarının özel gereksinimlerine ilişkin başlıca stres kaynakları ortaya çıkartılmaya çalışılmıştır.</p> <p>&nbsp;</p> Fatih Kancınar, Halil İbrahim Özok, Volkan Tayiz Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2864 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Zorbalık Müdahale Ve Önleme Programları Üzerine Bir İnceleme https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2857 <p style="margin: 0cm; margin-bottom: .0001pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 9.0pt;">Zorbalık, bireylerin psikolojik, sosyal ve akademik gelişimlerini ciddi şekilde etkileyen evrensel bir sorundur. Bu çalışmanın amacı, dünya çapında zorbalık önleme ve müdahale programlarını inceleyerek, bu programların etkinliğini, uygulama biçimlerini ve kültürel farklılıklar doğrultusunda nasıl uyarlanabileceğini ortaya koymaktır. Zorbalığın çocuklar ve yetişkinler üzerinde yarattığı olumsuz etkiler, hem kısa hem de uzun vadeli sosyal ve psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Bu nedenle, birçok ülke ve eğitim kurumu, zorbalığı önlemek ve müdahale etmek amacıyla kapsamlı programlar geliştirmiştir.</span></p> <p style="margin: 0cm; margin-bottom: .0001pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 9.0pt;">Çalışmada, Finlandiya’dan KiVa, Norveç’ten Olweus Zorbalık Önleme Programı (OBPP), Hindistan’dan SEHER gibi önde gelen programlar ele alınmıştır. <strong>KiVa</strong>, ulusal çapta uygulanmaya uygun bir yapı ile zorbalık oranlarını kayda değer biçimde azaltmış, öğretmenler ve öğrenciler için sanal öğrenme ortamları ve yapılandırılmış ders materyalleri sunmuştur. Benzer şekilde, <strong>OBPP</strong>, tüm okul topluluğunu kapsayan bir yaklaşımla zorbalığı %60’tan fazla azaltmış ve zorbalık çemberi teorisiyle kurban, zorba ve seyirci rollerini kapsamlı bir şekilde tanımlamıştır​.</span></p> <p style="margin: 0cm; margin-bottom: .0001pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 9.0pt;">Bunun yanı sıra, <strong>STAC Programı</strong>, öğrencileri zorbalığa tanıklık ettiklerinde "savunucu" rolüne teşvik ederek hem mağdurları desteklemekte hem de zorbalık davranışlarını azaltmıştır. Hindistan’da uygulanan <strong>SEHER Programı</strong>, düşük kaynaklı okullarda ergen sağlığını geliştirmeye yönelik çok bileşenli bir yaklaşım sunmuş, olumlu okul iklimi yaratmada başarılı sonuçlar elde etmiştir. Bu program, sadece zorbalığı değil, aynı zamanda şiddet, cinsiyet eşitsizliği ve depresyon gibi diğer sorunları da ele alarak kapsamlı bir müdahale sağlamıştır​.</span></p> <p style="margin: 0cm; margin-bottom: .0001pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 9.0pt;">Araştırmada, kültürel uyumun ve yerel ihtiyaçların göz önünde bulundurulmasının, programların etkinliğinde önemli bir faktör olduğu vurgulanmaktadır. Örneğin, zorbalıkla mücadelede teknolojik araçlardan yararlanan Video Tabanlı Okul Şiddeti Tespit Algoritması (DT–SVM), %97’nin üzerinde doğruluk oranıyla şiddeti tespit etmede etkili bir model sunmuştur. Ayrıca, programların başarı oranını artırmak için ebeveynlerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin aktif katılımını içeren stratejilere ihtiyaç duyulmaktadır.</span></p> <p style="margin: 0cm; margin-bottom: .0001pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 9.0pt;">Bu çalışma, zorbalıkla mücadelede kullanılan mevcut yöntemlerin etkinliğini değerlendirerek, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir stratejiler geliştirilmesine yönelik öneriler sunmaktadır. Bulgular, eğitim politikalarının oluşturulmasında ve yeni müdahale programlarının tasarımında rehberlik edecek değerli bilgiler içermektedir.</span></p> Mehmet Varol Özbek, Perihan Şara Hürsoy Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2857 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Türkiye’de Yaratıcı Drama Yöntem ve Tekniklerinin Eğitim Alanındaki Tarihsel Gelişimi https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2826 <p><span class="s10"><span class="bumpedFont17">Bu makalede, Türkiye'de yaratıcı dramanın eğitimdeki tarihsel gelişimi, karşılaşılan sorunlar ve gelecekteki fırsatlar ele alınmaktadır. Yaratıcı drama, özellikle dil öğretimi, sosyal </span></span><span class="s10"><span class="bumpedFont17">beceri gelişimi ve duygusal zeka</span></span><span class="s10"><span class="bumpedFont17"> kazandırma açısından önemli bir yöntem olarak öne çıkmakta; öğrencilerin yaratıcı düşünme, problem çözme ve eleştirel düşünme becerilerini desteklemektedir. Ancak, müfredatta yeterince yer bulamama, öğretmenlerin bu yöntemi uygulamada karşılaştığı zorluklar ve kaynak eksikliği gibi engeller, yaratıcı dramayı sınırlamaktadır. Yaratıcı drama, dijital teknolojilerin entegrasyonu ve uluslararası işbirlikleri ile eğitimde daha etkili ve sürdürülebilir bir araç haline gelebilir.</span></span></p> Evin Taşdemir, Füsun Naz Altınel Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2826 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Reading the Nature of the Middle Ages: Sir Orfeo versus Orpheus and Eurydice https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2833 <p>Sir Orfeo, Antik Yunan Miti <em>Orpheus ve Eurydice</em>'nin, Orta Çağ kültürel ve ideolojik çerçevesine uyarlanmış bir Orta İngilizce anlatısıdır. Hikaye, eşi<strong>, </strong>Heurodis'in Peri Kralı tarafından kaçırılmasının ardından onu kurtarmak için bir yolculuğa çıkan şövalye Sir Orfeo’yu takip eder. Eserin merkezi temaları arasında aşk, sadakat ve müziğin dönüştürücü gücü yer alır, bunlar Orta Çağ'da görülen soylu aşk kavramını yansıtır. Sir Orfeo'nun, Peri Kralı ile girdiği müzikal yarışma aracılığıyla sergilediği cesaret, dönemin şövalyelik ideallerini örnekler. Yunan Mitinin aksine, Sir Orfeo mutlu ve zaferle sonuçlanan bir sonla biter, bu da Orta Çağ romansının sıkça karşılaşılan bir özelliğidir ve genellikle çözüm ve ahlaki zaferi vurgular. Metin ayrıca, Yunan ve İrlanda mitolojisinden alınan etkilerle birlikte intertekstüellik gösterir ve bu unsurları Orta Çağ edebi gelenekleri bağlamında yeniden şekillendirir. Bu çalışma<strong>, </strong>temalar ve kültürel değerlerdeki değişiklikleri inceleyerek, <em>Sir Orfeo</em> Antik Yunan ve Orta Çağ bakış açıları arasındaki farkları, özellikle kader, aşk ve ilahi müdahale konularında ortaya koyar<em>. Sir Orfeo,</em> antik temaların Orta Çağ tarafından yeniden şekillendirilmesini yansıtırken, aynı zamanda dönemin kültürel ve dini perspektiflerini de içinde barındırır. Orta Çağ versiyonu, özellikle Peri Kralı’nın merhameti ve hikâyenin nihai çözümü üzerinden Hristiyan ahlakını işler. Oysa Yunan Mitolojisi, ilahi iradeye uyum sağlamanın önemini vurgular ve bu iradeye karşı gelmenin trajik sonuçlarını ortaya koyar. <em>Sir Orfeo'</em>daki değişiklikler, Orta Çağ edebiyatının klasik temaları daha iyimser ve insancıl bir bakış açısıyla nasıl yeniden yorumladığını gösterir.</p> <p>&nbsp;</p> Serap Sarıbaş Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2833 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Müzik ve Politika Etkileşimi Bağlamında Zeki Müren Ve Hayri Terzioğlu İlişkisi ’ne Dair Bir İnceleme https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2860 <p>1950’li yıllar Türkiye’de Demokrat Parti iktidarı ile toplumsal ve sosyoekonomik alanda önemli bir dönüşümün yaşandığı yıllardır. Bu dönüşümün etkileri tüm alanlarda görüldüğü gibi müzikte de kendini göstermiştir. DP’nin uyguladığı politikalarla değişen toplum yapısı yeni ihtiyaçlar doğurmuş, müzik de yeni toplumsal yapının talepleri doğrultusunda dönüşmeye başlamıştır. Bir toplumda yaşanan siyasi gelişmelerin o toplumun her alanında etkisini gösterdiği ve müzik-siyaset olgularının dünyanın her yerinde çok eski tarihlerden beri etkileşim halinde olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda Zeki Müren-Hayri Terzioğlu ilişkisi, siyasetin müzik ve müzisyen üzerindeki dönüştürücü etkisini anlayabilmek adına incelenmiştir. DP dönemi, popüler kültür kavramının tohumlarının atıldığı, aynı zamanda popüler kültürün müzikteki temsili olarak Zeki Müren’in yükseldiği dönem olması açısından araştırmaya değer bulunmuştur. DP’nin hazırladığı kültürel ortam, DP’li Hayri Terzioğlu’nun nüfuzu sayesinde zamanla müzik ikonuna dönüşen Zeki Müren, Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi gücü kullanarak popülerleşmiş ilk müzisyenlerinden biri olması açısından örnek olarak seçilmiştir.</p> Hacer Gökçe Erdoğan, Bekir Şahin Baloğlu Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2860 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 The Pedagogical Insights of Roland Dyens' Comme des Grands https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2862 <p>Roland Dyens'ın <em>Comme des Grands</em> (2010) eseri, 20. ve 21. yüzyıl gitar müziği repertuarında pedagojik anlamda önemli bir yer edinir. Üç bölümden oluşan bu eser— <em>Gloomy Light</em>, <em>Il Funghetto</em> ve <em>Clown Blanc</em>—genç gitaristleri oda müziği üyeliği ve karmaşık müzikal kavramlarla erişilebilir bir yapı içerisinde tanıştırır. Bu eser, solo odaklı pedagojik yaklaşımlardan farklı olarak, topluluk etkileşimi ve dinamik dengenin keşfedilmesine olanak tanırken, metrik senkop ve çok katmanlı orkestrasyon gibi ileri teknikleri öğrencilere sunar. Dyens'in klasik, caz ve Brezilya etkilerini birleştiren eklektik tarzı, yorumlama deneyimini zenginleştirirken müzisyenlerin stilistik perspektiflerini genişletir. Tonal berraklık, tırnak seslerinin azaltılması ve dinamik frâzlama gibi performans ayrıntılarına dair talimatlarıyla Dyens, genç gitaristlerin sanatsal duyarlılıklarını geliştirmelerini sağlar. <em>Comme des Grands</em> “Büyükler Gibi” başlığı, eserin ilham verici niteliğini özetler; müzisyenlerin profesyonellik ve derinlik ile müzik yapmalarını teşvik eder. Bu kapsamlı yaklaşımıyla <em>Comme des Grands</em>, sadece kritik bir pedagojik kaynak olarak hizmet etmekle kalmaz, aynı zamanda Dyens'in gelecekteki müzisyenlere ilham verme konusundaki kararlılığını ve eğitimdeki vizyoner yaklaşımını güçlendirir.</p> Anıl Gelenler, Emre Ünlenen Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2862 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Balıkesir Yüncü Yörükleri Dokuma Örnekleri https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2873 <p>Bu çalışma, Balıkesir ilinde yaşayan Yüncü Yörük köylerinde yapılan bir araştırma ile hazırlanmıştır. Dokumaların tespiti ve dokumalar hakkında bilgi envanterinin oluşturulması, çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Çalışmanın alan araştırması 2018-2019 yılları arasında yapılmıştır.</p> <p>Araştırma sürecinde Balıkesir’deki Yüncü Yörüklerine ait kilim, heybe, çuval ve torba gibi çeşitli dokumalar incelenmiştir. Balıkesir’de Yüncü köyü olduğu bilinen yedi köy bulunmaktadır. Köyler; Savaştepe, Kepsut ve İvrindi ilçelerine bağlı Dereköy, Beyköy, Akgök, Yaren, Kiraz, Dallımandıra ve Yüncüören (Kocaören)’dir. Araştırmalar yapıldığında Yaren, Dallımandıra ve Yüncüören (Kocaören) köylerinde Yüncü Yörüklerinin yoğun olarak yaşadığı tespit edilmiştir. Alan araştırmaları kapsamında Balıkesir ve Bergama Bölgesi’ndeki antikacılar ile görüşülmüş, Türk ve İslam Eserleri Müzesi ile Bergama Müzesi de ziyaret edilerek elde edilen dokuma örnekleri çalışmaya eklenmiştir. Toplamda 29 adet dokuma tespit edilmiş, benzerlikleri nedeni ile 16 örnek çalışmaya dahil edilmiştir. Bu örnekler arasında 10 kilim, 1 çuval, 3 çanta 1 heybe ve 2 adet çarpana dokuması bulunmaktadır. Tespit edilen örnekler aile büyüklerinden hatıradır. Araştırma yapılan köylerde dokumacılık tamamen bitmiştir. Araştırmada önceden aileler ile telefonda görüşülerek uygun ortak zamanda karşılıklı görüşme yöntemi kullanılmış, dokumaların ayrıntılı fotoğrafları çekilmiş, kişilerden teknik, motifler ve malzemeler hakkında bilgi edinilerek belgelenmiştir. Dokumalar hakkında bilgi edinilen kişiler kaynak kişi olarak gösterilmiştir. Çalışmanın belgelenerek gelecek nesillere aktarmada kaynak oluşturarak literatüre kazandırılması amaçlanmıştır.</p> Gizem Çolpan Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2873 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Lisansüstü Tezlerde Unutulmaya Yüz Tutan Kültürel Bir Ögemiz: Ninniler, Ninnilerimiz https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2852 <p>Bu çalışmanın temel amacı; Türkiye’de 1985-2024 yılları arasında “ninni” konusunu ele alan lisansüstü tezlerin akademik profilini incelemektir. Araştırmanın ikincil amacı ise;&nbsp; gelişim ve sosyo-kültürel etkileri nedeni ile çocuk ve anne bağlamında çalışılmaya değer bir konu olan “ninniler” ile ilgili olarak Çocuk Gelişimcilerin farkındalıklarını artırmaktır. Araştırma kapsamında 38 lisansüstü tez incelenmiştir. Bu tezlerin çoğunluğu kadın araştırmacılar (f=33) tarafından yapılmış ve kadın danışmanlar (f=20)&nbsp; tarafından yürütülmüştür.&nbsp; Tezlerin çoğu yüksek lisans tezidir (f=29) ve Türkçe dilinde yazılmıştır (f=35). Birbirinden bağımsız parametreler olmak üzere, tezler çoğunlukla; &nbsp;Gazi Üniversitesi’nde (f=8), Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde (f=15),&nbsp; Hemşirelik Ana Bilim Dalı’nda (f=12) ve nitel yöntem ile (f=24) çalışılmıştır. Nicel çalışmalar; deneysel desende hemşireler tarafından ve yenidoğanlar üzerinde yapılmıştır. Gelişim ile ilgili sadece 2 teze rastlanmıştır. Çocuk Gelişimi Ana Bilim Dalı’nın lisansüstü düzeyde ninni ile ilgili yapılmış bir tez çalışmasına rastlanmamıştır.</p> Habibe Dilsiz, Burcu Yılmaz Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2852 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Yerel Basın ve Yayın Tarihine Genel Bakış https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2879 <p>Yerel basın ve yayın tarihi kentin önemli belleklerinden biri olarak kabul edilir. Yayıncılıktaki dönüşüm ülke politikaları ile içkindir ve topluma yansıması yerelde çok daha önemli boyutlarda olabilmektedir. Çalışmada örneklem olarak alınan Gaziantep Türkiye’nin önemli kentlerinden birisi olmakla birlikte son yıllarda marka kent kimliği ile de ön plana çıkmıştır. Geçmişin haklı gururunu taşıyan Gazi kentin basın ve yayın hayatına katılan değerli çalışmalar önemli bir bellek oluşturmaktadır. Geçmişte basılan yüzlerce gazete, dergi ve mecmua kentin beleğinin izini sürmek için geleceğe de çok değerli belgeler bırakmıştır. Bu yazı çok partili hayata geçiş sürecinde Gaziantep basın hayatının zengin geçmişini tekrar kayda geçirme amacı taşımaktadır. Elbette yayın hayatında ise radyonun tüm ülkedeki yayın hayatına paralel TRT radyo yayınlarının başlangıcı ile incelemek ve bu konudaki anılara yer vermek ile mümkün olacaktır. Çalışma tarama yöntemi kullanılarak dönemin yayın ve radyo hayatını betimlemiştir.</p> Nüket Elpeze Ergeç Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2879 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300 Türkiye Optik Sektöründe Yönetim Stratejileri https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2835 <p>Bu çalışma, Türk Optik Sektörünün Yönetim tratejilerini derinlemesine incelemektedir. Stratejik Yönetim bilgileri sunulmakta ve HOYA örneği baz alınarak Türkiye Optik Sektörü ve pazarı detaylı bir şekilde araştırılmaktadır. Şirketin inovasyon kabiliyeti ve ürün portföyü incelenmiş, çeşitli ürünler ve karşılaştırmalar, araştırma soruları Türkiye optik sektörüne ve optisyenlerine anket aracılığıyla sunulmuştur. Anket sonuçları titizlikle analiz edilerek, şirketin Türkiye pazarına yönelik stratejik hatalarına çözüm önerileri getirilmiştir. Çalışma, HOYA Corporation’ın SWOT analizi ve optik pazar stratejisini kapsamaktadır. Bu analizler, şirketin güçlü ve zayıf yönlerini, fırsat ve tehditlerini belirlemekte ve bu doğrultuda stratejik yönetim yaklaşımlarını şekillendirmektedir. Ayrıca, Türkiye optik pazarının dinamikleri ve HOYA Corporation'ın bu pazardaki konumu da detaylandırılmaktadır. Şirketin inovasyon stratejileri ve yeni ürün geliştirme süreçleri de incelemeye dâhil edilmiştir. Bunun yanı sıra, optik sektörü ile ilgili genel stratejik yönetim yaklaşımlarına da ışık tutulmakta ve sektörün gelecekteki gelişim alanlarına yönelik değerlendirmeler yapılmaktadır. Son olarak, Türkiye optik sektörünün genel durumu ve gelecekteki potansiyel gelişmeler üzerine de değerlendirmeler yapılmıştır. Bu çalışma hem akademik hem de pratik düzeyde önemli katkılar sağlamayı amaçlamaktadır ve Türkiye optik sektörünün gelecekteki stratejik ve planlanan yönelimlerine ışık tutmaktadır. Ayrıca, bu çalışmanın bulguları, sektördeki diğer firmalar için de yol gösterici nitelikte olup, rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olacak stratejik öneriler sunmaktadır.</p> Tuba Yıldırım, Yusuf Yıldırım Telif Hakkı (c) 2024 International Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR) https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://jshsr.org/index.php/pub/article/view/2835 Tue, 31 Dec 2024 00:00:00 +0300