KÜRESEL İŞSİZLİK KOŞULLARINDA ZENOFOBİ'NİN YORDANMASI

Özet

Bu çalışmanın genel amacı; küresel işsizlik ile son yıllarda artan göçmen nüfusu inceleyerek küresel işsizliğin ve göç kavramının Türkiye üzerindeki kısmi etkilerini ortaya çıkarmak ve bu olguların zenofobi üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Küresel kriz koşullarında ortaya çıkan işsizlik ve göçlerin sebep olduğu düşünülen ekonomik sorunlar zenofobi ile ilişkilendirilmiştir. Alan yazınında yapılan araştırmalara bağlı olarak çalışmanın kavramsal yapısı oluşturulmuştur. Uygulama kısmında anket veri analizi, bağlantısal ve betimsel modellerden yararlanılmıştır. Katılımcıların zenofobi düzeylerini ölçmek için Bozdağ ve Kocatürk (2017) tarafından geliştirilen Zenofobi Ölçeği kullanılmıştır.
Araştırmanın genel evrenini, Gaziantep’te 1 kamu ve 1 vakıf üniversitesinde öğrenime devam eden 54.000 öğrenci oluşmaktadır. Tesadüfi örneklem seçim yöntemi ile 625 kişinin doldurduğu anket formu analize tabi tutulmuştur. Araştırma modelini; demografik özellikler, işsizlik ve zenofobi alt bileşenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır ifadesi oluşturmaktadır.
Araştırma sonuçlarına bakıldığında; nefret boyutunda, cinsiyet değişkenine göre kadınların erkeklere oranla, yaş değişkenine göre de 18 yaşında olanların diğerlerine göre nefret duygusu daha yüksektir. Korku boyutunda, fakülte değişkenine göre Mühendislik Fakültesi öğrencilerinin diğerlerine oranla, barınma durumu değişkenine göre yurtta kalanların, diğerlerine göre korku boyutu daha yüksektir. Nefret ve aşağılama boyutlarında; ekonomik durum değişkenine göre geliri giderden fazla olanlar 2 boyutta da ön plandadır. Korku, nefret ve aşağılama boyutlarında nerede yetiştiği ile ilgili değişkene göre köyde yetişenler nefret boyutunda, büyükşehirde yetişenler ise korku ve aşağılama boyutunda ön plana çıkmaktadırlar. Ayrıca nefret ve korku boyutu arasında 0.404 kuvvetinde ve p<0.01 düzeyinde, nefret boyutu ile aşağılama boyutu arasında ,473 kuvvet ve p<0.01 düzeyinde, aşağılama boyutu ile korku boyutu arasında ,493 kuvvet ve p<0.01 düzeyinde anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.