PANDEMİ SÜRECİNİN PSİKO-SOSYAL ETKİLERİ: EĞİTİMCİLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Özet

İnsanlık tarihi; sosyal, siyasi ve ekonomik olduğu kadar psikolojik ve duygusal anlamda da pek çok travmatik olaylarla
örülüdür. Bu travmatik olaylara kaynaklık etme bakımından en güçlü potansiyele sahip etkenlerden birisi olarak salgın
süreçlerini göstermek mümkündür. Geçmişte bir salgının çıktığı bölge ile sınırlı kalma olasılığı daha yüksek iken özellikle
günümüzde küreselleşen dünyada herhangi bir bölgede yaşanan bir salgının yayılma hızını ve etki sınırlarını öngörebilmek
neredeyse imkansızdır. Pandemi olarak isimlendirilen küresel salgın sürecinin etkilerinin en asgari düzeyde atlatılabilmesi,
öncelikli olarak tıp alanındaki gelişmelerle ilişkilendirilse de, bu etkileri insanların psikososyal sağlık durumlarıyla ve moralmotivasyon kapasiteleriyle de ilişkilendirmek mümkündür. Bu bağlamda araştırmamız son dönemlerde tüm dünyada olduğu
gibi ülkemizde de hayatın her alanında kendisine yer bularak etki tonunu ve şiddetini her geçen gün daha da artıran pandemi
sürecinin insanlığın değişim ve dönüşümünde en güçlü tetikleyici olarak sembolize edebileceğimiz eğitimin önemli ögelerinden
eğitimciler üzerindeki psikososyal etkilerini araştırma amacı taşımaktadır. Araştırmamızın örneklemi, iletişim araçları
vasıtasıyla interaktif olarak düzenlenen ankete seçkisiz olarak katılan 79 (%71,2) kadın ve 32 (28,8) erkek olmak üzere toplam
111 öğretmenden oluşmaktadır. “Kişisel bilgi formu” ile tarafımızca eğitimcilerin pandemi sürecindeki psikososyal
durumlarını belirlemeye yönelik 14 sorudan oluşturulan “Pandemi anketi” kullanılarak elde edilen verilerin SPSS programında
frekans, aritmetik ortalama, standart sapma; anket değerlerinin normal dağılım puan aralığında olması üzerine parametrik
testlerden t-testi ve Anova testi anlamlılık düzeyi p<0,05 kabul edilerek uygulanmış ve şu sonuçlara ulaşılmıştır: “Cinsiyet,
yaş, kıdem, branş, medeni durum, çocuk sahibi olma” değişkenlerinin örneklemin pandemi sürecindeki psikososyal durumu
üzerindeki etkisinin istatistiksel açıdan anlamlılık düzeyine ulaşmadığı; ankette en yüksek ortalamaya, pandemi sürecinde
örneklemin öncesine göre kendisi ve ailesi için hastalanma kaygısı ve korkusu yaşama durumuyla ilgili maddenin ulaştığı tespit
edilmiştir.